Bu tarihin dayanak noktası, Doğu Kapısı'na ait bir taş blok üzerindeki yazıtın harf formları ve taşların işçiliğidir. Bugün surlardan geriye sadece bölük pörçük izler kalmıştır. Aslında 1887'de, yüzeydeki taş blokların birçoğu Osmanlı yetkililerinin emriyle İstanbul'a nakledilerek Bebek Limanı'nın inşasında kullanılmıştır. Ancak, Charles Texier'in 1849'da yaptığı bir çizim, bize surlar hakkında genel bir fikir vermektedir.

Duvarlar batıda beş, doğuda ise dört kuleyle desteklenmiştir. Diğerleri gibi kare temelli olan bir tanesi güneydeki kapıyı korumaktadır. İkinci bir girişi anakarada, üçüncüsü de doğuda açılmıştır.

Bu önemli savunma sistemi, savaş ve barış zamanındaki koşullara göre tekrar tekrar plânlanmıştır. Roma ve daha sonra Bizans döneminde savunmaya yönelik ihtiyaçlar nedeniyle sağlamlaştırma çalışmalarına girişilmiş ve bazı kapılar kapatılmıştır.

Agoranın mevcut girişinin yanında bosajlı bir duvar parçası yer alır. Savunma, muhtemelen bunun bitişiğinde, yer alan kulenin üst katlarındaki odalardan yapılmaktaydı.